Cuma , 19 Nisan 2024

Her sağlıkçı bir sanatçı

Öğrenciler açtıkları sergide tedavi yöntemlerini üç boyutlu eserlerle anlattı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri, ”Her sağlıkçı bir sanatçı” görüşünden yola çıkarak oluşturdukları sergide, medikal malzemelerle tedavi yöntemlerini üç boyutlu olarak sergiledi.
Çimenlik Kalesi Deniz Müzesi’nde Muavenet-i Milliye Sergi Salonu’nda açılan sergide öğrenciler, medikal alçıyla ”göz ameliyatı, pansuman, nabız alma, serum takılması ve tıbbi açıdan altın beşik taşıma yöntemi”ni üç botlu eserlerle anlattı.

ÇOMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Ayşe Şimşek, yaptığı açıklamada, birinci sınıf öğrencilerinin katılımıyla ”Her sağlıkçı bir sanatçı” temalı sergiyi hazırladıklarını söyledi. Şimşek, öğrencilere, ikinci dönem güzel sanatlar dersi verdiğini belirterek, ”Sağlık ve sanatı nasıl birleştirebiliriz?” düşüncesinden yola çıktığını kaydetti.
Sağlıkçıların çok kullandığı medikal malzemelerle sanatı birleştirmek istediğini, özellikle üç boyutlu eserlerde medikal alçıyı çok kullandıklarını belirten Şimşek, öğrencilerinin çok becerikli olduğunu ve sergiye hazırlanırken hiç zorlanmadığını anlattı. Şimşek, şunları söyledi:
”Bir sağlıkçının sanatla mutlaka bağlantısının olduğunu düşünüyorum. Tıp mezunu çok ressam vardır, çok bestekar vardır. Mutlaka onların eğitiminde sanatın olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten çok kutsal, çok ağır bir iş yapıyorlar. Onların rahatlaması için bir sebeptir sanat. Ebru yaparken bütün negatif enerjisini o suya bırakıyor ya da yağlı boya yaparken fırçada aynı şeyi hissediyor. Aynı şekilde üç boyutlu kompozisyonlar oluştururken, hasta yakınlarıyla ya da hastayla olan o sıkıntıları da orada bırakıyor. Öğrencilerimiz anatomik yapılara yabancı olmadığı için uzuvları üç boyutlu eserlere dönüştürmeye çalıştı.”

 

SERGİ İÇİN KANINI VERDİ!

Medikal alçı ile bir göz ameliyatını üç boyutlu anlattıklarını kaydeden Şimşek, öğrencilerin çok yaratıcı olduğunu vurguladı.
”Onlara bir fikir sunuyorsunuz, farklı şekilde birbirlerinden etkilenerek, bir sürü fikir çıkıyor ortaya. Öyle olunca çok farklı kompozisyonlar ortaya çıktı” diyen Şimşek, eserler hakkında da şu bilgiyi verdi:
”Bir eserimizde hastanın çaresizliğini anlatmak istedik. Siyah zemin kullandık. Zeminin siyah oluşuyla, karamsarlığı, umutsuzluğu, üzerindeki yaralarla kişinin yaşadığı o ağır psikolojiyi anlatmaya çalıştık. Serumu taktığımızda damar yolu açtık. O zaman öğrencilerime dedim ki; ‘Bu beyaz değil de kırmızı mı olsaydı. Kan veriliyor hissi olması için…’ Sağlıkçı oldukları için hemen sergi salonunun bir köşesinde iki öğrencim oturdu. Birisi kanını verdi, diğeri de aldı. Ben, ‘nasıl kırmızı olur’ diye düşünürken, sergi için kanını bile verdi öğrencilerim.”
Sergiyi çok kısa sürede hazırladıklarını belirten Şimşek, ”20 günde oluşturuldu bu sergi. Normalde böyle bir hazırlık bir yıl sürüyor. 20 günde ortalama 5-6 saat çalışarak… Bir de vize haftasıydı. Sınavdan çıkan, rahatlamak için kendisini atölyeye attı.” diye konuştu.
100’ün üzerinde eserin bulunduğu sergide ebru ve yağlı boya tabloların da bulunduğunu ifade eden Şimşek, ziyaretçilerin üç boyutlu anatomik eserlere ilgi gösterdiğini vurguladı.
Şimşek, ”Hasta ile sağlıkçı arasındaki o diyaloğu işlemek istedik eserlerde. O yakınlık, temas, duygusal geçiş. Çünkü hasta çok çaresiz geliyor sağlıkçılara. Çok ciddi bir şey olmasa bile evham yaparak geliyor” diye konuştu.
Şimşek, böyle bir serginin Türkiye’de ilk kez yapıldığını, bunu sürdürerek geleneksel hale getirmek istediklerini sözlerine ekledi.

AA

HaberTürk

Bir yanıt yazın