Türkiye’de diyabet vakalarının bu kadar hızlı artmasının temel nedenleri nelerdir?
Ülkedeki diyabet oranları yıllar içinde giderek yükseliyor. Bu artışın başlıca nedenleri arasında; nüfus artışı, yaşlanma, kentleşme yoluyla oluşan yaşam tarzı değişimleri ve obezitenin yaygınlaşması yer alıyor. Örneğin 2015 yılında toplam nüfus içinde yaklaşık olarak %8 olan 65 yaş ve üstü erişkin nüfus oranının 2025 yılı itibarıyla yaklaşık %11’e yükseldiği düşünülüyor. Ayrıca, ülke genelinde yaşayanların yaklaşık %93’ünün il ve ilçe merkezlerinde bulunması da kent yaşamının etkilerini artırıyor. Bu çerçevede, Avrupa’da en yüksek obezite oranına sahip ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu değişkenler; diyabet vakalarının hızlı yükselmesindeki itici güçler arasında yer alıyor.
Genç yaşta görülen diyabet vakalarındaki artışın sebepleri nelerdir?
Gençlerde görülme sıklığı artan diyabetin arkasında; hareketsiz yaşam biçimi, artan obezite ve olumsuz çevresel faktörler bulunuyor. Bu durum genç bireylerde hem tip 1 hem de tip 2 diyabetin görülme sıklığını artırıyor.
Diyabet ve obezite arasında nasıl bir ilişki vardır, bu iki hastalık birbirini hangi mekanizmalarla etkiler?
Obezite varlığında insülin direnci gelişiyor. Bu durum da tip 2 diyabetin ortaya çıkmasına neden olan en önemli faktörlerden biri. Aslında tip 2 diyabetli bireylerin yaklaşık olarak %85’i kilolu veya obezite sorunu ile karşı karşıya. Dolayısıyla obezite ve tip 2 diyabet çoğu zaman birlikte ilerliyor.
Son dönemde diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaçların kilo verme amacıyla kullanılmasına ilişkin görüşünüz nedir?
Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların bazıları kilo verme etkisine sahip olabilir. Kurumsal olarak bu ilaçlar diyabete özel geliştirilmiştir. Eğer bir hastada diyabetle birlikte obezite yer alıyorsa, glisemik kontrol sağlanırken aynı zamanda kilo kaybını destekleyen bir ilacın kullanılmasının hasta açısından avantajlı olabileceği ifade ediliyor. Yine de bu ilaçların mutlaka hekim gözetiminde, uygun dozda ve şekilde uygulanması gerekiyor.
Diyabetin Türkiye’deki ekonomik yükü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Diyabet, ülkemizde ve dünyada sağlık harcamaları açısından önemli bir yük teşkil ediyor. Yapılan hesaplamalara göre tip 2 diyabetin maliyeti gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık olarak %1’i düzeyine ulaşmış durumda. Bu mali yükün üçte dördü ise diyabete bağlı komplikasyonlardan kaynaklanıyor. Bu da diyabetin önlenmesi yönündeki stratejilerin, uzun vadede sağlık harcamalarını azaltmak açısından kritik olduğunu gösteriyor.
Sürekli glukoz ölçüm sistemleri Türkiye’de ne kadar erişilebilir hale gelmiştir?
18 yaş altı tip 1 diyabetli çocuklar için sürekli glukoz ölçüm sistemleri geri ödeme kapsamına alındı. Ancak bu sistemler şu anda tip 2 diyabetli erişkinler için aynı düzeyde erişilebilir değil. Öte yandan, yayınlanan ulusal diyabet programında diyabetli bireylerin izlenmesini kolaylaştıracak sürekli glukoz sensörleri ve benzeri izlem sistemlerinin, öncelikle yoğun insülin tedavisi uygulayan bireylere ücretsiz temin edilmesinin hedeflendiği vurgulanmış durumda.
Bu yılın Dünya Diyabet Günü teması nedir?
Bu yılki uluslararası Diyabet Günü’nün teması “iş yerinde diyabet” olarak belirlendi. Bu çerçevede diyabetli bireylerin çalışma hayatındaki yerleri ve yaşadıkları zorluklar öne çıkarıldı.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin bu yılki farkındalık mesajı ve öncelikli gündemi nedir?
Bu yıl organizasyon tarafından “diyabete birlikte dur diyelim” mesajı ile farkındalık hedeflenmiş durumda. Günlük yaşamda ve iş hayatında diyabete ve diyabetli bireylerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm üretmek bu yılki birincil gündem.
Doktorlar Haber Doktorların her şeyden haberi olacak